Kanlı Fransız sömürgeciliğine karşı başlayan “Cezayir Kurtuluş Devrimi” 69 yaşında

Fransa’nın 1830’da Cezayir’i sömürgeleştirmesinden 124 yıl sonra, ilk kıvılcımı 1 Kasım 1954’te atılan, 5 Temmuz 1962’de bağımsızlığın ilanıyla sona eren ve 1,5 milyon Cezayirlinin canına mal olan 8 yıllık bağımsızlık savaşı ya da diğer adıyla “Cezayir Kurtuluş Devrimi” 69 yıl önce bugün başladı.

Cezayir Kurtuluş Devrimi, Emir Abdülkadir’in 1832’de başlattığı ve 1847’ye kadar sürdürdüğü silahlı mücadeleyle başlayan ve 1 Kasım 1954’e kadar ülkenin Fransız işgaline karşı uzun bir halk, siyasi ve silahlı direniş sürecinin doruk noktası sayılıyor.

Yirminci yüzyılın en büyüklerinden kabul edilen Cezayir Kurtuluş Devrimi, yerel bağlamın ötesine geçerek küresel ve insani bir boyut kazandı. Arap ve İslam dünyasında ve “Üçüncü dünya” ülkelerindeki ulusal kurtuluş hareketleri arasında sahip olduğu nüfuz sayesinde, “sömürgecilikten kurtulma projesi” çerçevesinde merkezi bir yer edindi.

Cezayir, 8 yıl süren bağımsızlık mücadelesiyle bu uğurda en ağır bedel ödeyen ülkelerden biri kabul edilirken, yaşanan büyük acılar Fransa’nın Afrika’dan çekilirken bıraktığı “kara leke” olarak tarihe yazıldı.

Fransa sömürgesi altında zulüm yılları

Fransa, yüzyıllar boyunca Osmanlı yönetiminde kalan Cezayir’i 1830’da işgal etti.

Kuzey Afrika’daki diğer sömürgelerin aksine Cezayir’i topraklarına katan Paris, buraya 1 milyona yakın “yerleşimci” göndererek kalıcılığını pekiştirdi.

Fransa’nın iki dünya savaşı ve diğer askeri operasyonlarında daha fazla özerklik vaadiyle silah altına aldığı Cezayirliler, ülkelerine döndüklerinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeye devam etti.

Cezayirlilerin eşit şartlarda siyasi temsil çabaları da en kanlı biçimde bastırıldı.

Bağımsızlık fitili ateşleniyor

Cezayir’in bağımsızlık oluşumu Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC/FLN), Fransızlara karşı bağımsızlık mücadelesini, 1 Kasım 1954’te yayımladığı bağımsızlık bildirgesi ve sömürgecilere karşı ayaklanma çağrısıyla başlattı. Fransa, bu çağrıya daha fazla asker yığarak karşılık verdi.

FLN, Mısır’ın başkenti Kahire’den, tüm Cezayirlilere, “bağımsız, demokratik, egemen ve Müslüman Cezayir devletinin kurulması için Fransızlara karşı ayaklanma” çağrısı yaptı. FLN, 1956 -57 yılları boyunca, Fransa’nın sömürgeci askeri hedefleri, ordu devriyeleri, polis karakolları, iletişim ve ulaşım hatlarını hedef alan birçok eylem gerçekleştirdi.

Dördüncü Cumhuriyet sona erdi

Fransızların “titizlikle” topraklarına entegre ettiği Cezayir’i kaybetmek, Paris yönetimi ve Cezayir’de ikamet eden 1 milyonun üzerindeki Fransız yerleşimci, diğer adıyla “kara ayak (pied noir)” tarafından tahayyül edilebilecek bir durum değildi. Dolayısıyla Fransa ordusu, FLN’nin eylemlerine şiddet ve baskıyı artırarak karşılık verdi.

Paris yönetiminin Cezayir’de başvurduğu şiddet, yıldırma ve işkence yöntemleri yerel düzeyde Cezayirlilerin FLN arkasında saflarını sıklaştırdı ve Cezayir’in bağımsızlık mücadelesine uluslararası desteği beraberinde getirdi.

Cezayir savaşı, Fransa’da yönetimi yorgun düşürdü ve 1958’de Paris’te hükümet devrildi. Böylece Fransa’nın “Dördüncü Cumhuriyeti” sona erdi.

“Beşinci Cumhuriyet”in başına Mayıs 1958’te Fransa’nın II. Dünya Savaşı lideri General Charles de Gaulle geçti.

De Gaulle’e darbe girişimi

Fransa ve Cezayir tarafından memnuniyetle karşılanan Cumhurbaşkanı de Gaulle’ün Ocak 1960’da FLN ile müzakereleri başlattığı haberi, Afrika’daki Fransız yerleşimcilerin tepkisine yol açtı.

Fransız ordusu içinden bir grubun Nisan 1961’de General de Gaulle’e karşı darbe girişimi başarısız kaldı.

Fransa ve FLN 8 yıllık savaşın ardından Mart 1962’de Evian Barış Antlaşması’nı imzaladı. Ancak, Fransız ordusu ve istihbaratının desteklediği yerleşimci “kara ayak” silahlı örgütleri, Cezayir’deki sivillere karşı saldırılarını kesmedi.

1,5 milyon cana mal olan bağımsızlık

Cezayir, 8 yıllık mücadelenin ardından, Temmuz 1962’de gerçekleştirilen referandumda yüzde 99,72 “evet” ile bağımsızlığına kavuştu.

Ülkede yıllar süren insanlık dışı savaşta, yaklaşık 1,5 milyon Cezayirli hayatını kaybetti, milyonlarca insan yerinden oldu.

Gerek Fransa’da gerekse uluslararası camiada sanat, sinema ve edebiyat dünyası, Paris yönetiminin Cezayir’deki kara lekesini kabul etti.

Dünyaca ünlü Fransız sanatçılar, satırlarına, tablolarına, eserlerine ve beyaz perdeye bu lekeyi yansıtarak geçmişle yüzleşmeye çalıştı ancak Fransa hala Cezayir’de soykırıma varan kanlı suçlarını kabul etmiyor.

Sinema ve edebiyat dünyasının da gözünden kaçmayan bu mücadele, hem Fransa hem de Cezayir tarihinde kapanmayacak yaralara yol açarak iki ülkeyi de derinden etkiledi.

Cezayir ile Fransa arasında yıllardır devam eden müzakereler

Cezayir ile Fransa, yıllardır Paris’in sömürge dönemine ilişkin dosyalara ilişkin dört ayrı başlıkta müzakereler yürütüyor.

Söz konusu başlıklar arasında Fransa’nın sömürge dönemi sonrasında ayrılırken götürdüğü Cezayir’in tarihi arşivlerin teslimi yer alıyor.

Cezayir ayrıca bağımsızlık savaşı sırasında öldürülen Cezayirli savaşçıların Fransa’ya götürülen kemiklerinin iadesini istiyor. Fransa, temmuz 2020’de 24 Cezayirli bağımsızlık savaşçısının kafataslarını Cezayir yönetimine teslim etmişti.

Diğer bir tartışmalı başlık, Paris yönetiminin Cezayir topraklarında 1960-1966 yıllarında yaptığı nükleer denemeler.

Fransa, söz konusu dönemde 17 nükleer bomba denemesi yaptığını savunurken, Cezayir makamları bu sayının 57 olduğunu belirtiyor ve bu denemelerinin kurbanları için Fransa’dan tazminat talep ediyor.

Son olarak, Cezayir, 1954-1962 yıllarında süren bağımsızlık mücadelesi sırasında akıbeti bilinmeyen 2 bin 200 kişiye ilişkin Fransa’dan bilgi talep ediyor.